OSMANELİ İLÇESİ
1926 yılına kadar nahiye olan Osmaneli 1926 yılında ilçe olmuştur. İlçenin yüzölçümü 510 km 2' dir.Doğuda Gölpazarı, güneyde Bilecik, batıda Bursa iline bağlı Yenişehir ve İznik ilçeleri ve İzmit'in ilçeleriyle, kuzeyde Sakarya'nın Pamukova ilçesi ile çevrilmiştir.
Merkezde 4 mahalle muhtarlığı, merkeze bağlı 27 köy ve köylere bağlı 5 mahalleden mevcuttur. Köyler küçük olduğu için belediye teşkilatları yoktur.
Tarihte Osmaneli
Eski bir yerleşim merkezi olan Osmaneli'nin adı 1913 tarihine kadar Melagina, Leukae, Lefke ve Pefka olarak geçmektedir. Lefke ve Pefka adlarının Rumca'da "Kavaklık güzel yer.", "Kavaklık ve çamlık güzel yer." ve "Bağlık, bahçelik ve kavaklık güzel yer." anlamlarını taşıdığını belirten üç farklı ifade vardır. İlçeden geçen Sakarya nehrinin kenarlarında bulunan kavaklıklar, çam ağaçlarının oluşturduğu ormanların bulunması ve üzüm bağlarının olması bu tanımları desteklemektedir. 1913 yılında ilçenin adı Osman Gazi'ye izafeten Osmaneli olarak değiştirilmiştir.
İlçe sınırları içindeki höyükler ve bazı kalıntılardan, ilk yerleşiminin M.Ö. 2000'lerde yapıldığı anlaşılmaktadır. M.Ö. 1200'lerde , Frig'lerin Pers'lerin daha sonra da Roma'lıların egemenliğine girdi. 1308 yılında Osman gazi tarafından Akhisar ve Mekece ile beraber Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ertuğrul Livasının kurulmasıyla (1885) merkez kazasına bağlı bir nahiye olarak Livaya bağlanmıştır.
Osmaneli, İstanbul-Bağdat ve Mekke yolu üzerinde olduğundan önemini yitirmedi. Padişah tarafından bölgeye Cebecioğlu isminde bir yeniçeri gönderilmiştir. Halk uzun süre Cebecioğlu ailesinin oturduğu büyük konaktan idare edilmiştir. Konak daha sonradan kasten yakılmış ve böylece Osmaneli'nin tarihini teşkil edecek olan ferman ve vesikalar yanmıştır.
İlçe dahilinde Romalılara ve Bizanslılara ait tarihi eserler vardır. İlçeye bağlı Soğucakpınar, Kaşıkçı, Kazancı ve Büyükyenice köylerinde bulunan Timülüslerin (Kapalı Mezar) ve Medetli yolu taşları Romalılara aittir. Bereket ve Çiftlik köylerinde Bizanslılara ait lahitler görülmektedir. Kızılöz köyü sınırları içinde Osmanlı İmparatorluğuna ait kale harabeleri Boyunkaya ve Düzmeşe köyleri civarında su kemerleri bulunmaktadır.
Osmaneli ilçesi 1874 yılında büyük bir yangın yaşamıştır. Sığırlık mahallesi olarak bilinen eski yerleşim bölgesinde bulunan yaklaşık 1200 evden 1000 kadarı yanmıştır. Büyük maddi ve manevi zarara uğrayan ilçe halkı, çok zor şartlar altında, uzun süre çadırlarda yaşamak zorunda kalmıştır.
Tarihi Yerler
Kilise: Rumlardan kalan kilise günümüzde harap haldedir!!!!!
Taş Köprü: Göksu nehri üzerinde bulunan köprü Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Bakım çalışmalarının yapılmaması, gerekli koruma önlemlerinin alınmaması sebebiyle yıkılarak Göksu nehrinin içinde bir taş yığını halini almıştır!!!!!
Tarihi Camiiler
Rüstem Paşa Camii
Kanuni Sultan Sülayman'ın damadı ve vezirlerinden Rüstem Paşa tarafından inşaatına başlanmıştır. İnşaat devam ederken vefatı üzerine çatısı ve minaresi eşi tarafından yaptırılmıştır. Mimarının Yüzgeç Mehmet Paşa olduğu bilinmektedir. Keskinzade Elcah Ali Ağa tarafından tamir edilmiştir. Ulu Camii ve Cami-i Kebir diye de adlandırılır.
Kırgıllı Camii:
Hamidi Hatun ve Şaban Ağa tarafından inşaatına başlanmıştır. Tavan kısımları tamamlanmadan ölümleri üzerine inşaat yarıda kalmıştır. Hacı Mustafa Ağa tarafından tamamlanarak ibadete açılmıştır.
Nüfusun Gelişimi
1927 yılında Türkiye'nin nüfusu 13.648.270, Bilecik ilinin nüfusu 114.043 olarak tespit edilmiş ve Bilecik ili nüfus büyüklüğü bakımından 63 il arasında 52. sırada yer almıştır.
Son 73 yılda Türkiye'nin nüfusu yaklaşık beş kat artış göstermiştir. Aynı dönemde, Bilecik ilinin nüfusu sadece %70 artış göstermiş ve 2000 yılında 194.326'ya yükselmiştir. 1927-2000 döneminde Bilecik ilinin nüfus artışı incelendiğinde, üç farklı dönem gözlenmiştir. 1960'lı yıllara kadar nüfus artmış, 1960-1975 döneminde nüfus azalmış 1975 yılından sonra nüfus tekrar artma eğilimine girmiştir.
1927-1935 döneminde Bilecik ilinin yıllık nüfus artış hızı %o 11.9 iken, 1990-2000 döneminde %o 10'dur.
1927 yılında Bilecik ili ülke nüfusu içinde %o 8'lik bir paya sahip iken, 2000 yılında %o 5'ten daha düşük bir paya sahiptir. Bu da, Bilecik ilinin nüfus artış hızının ülkemizinkinden daha düşük olduğunu göstermektedir.
Bilecik ilinin yüzölçümü 4.302 km2 ile Türkiye yüzölçümünün yaklaşık % 0.56'sını oluşturmaktadır. Bilecik'te kilometrekareye düşen kişi sayısı 1927 yılında yaklaşık 24 kişi iken 2000 yılında 45 kişiye yükselmiştir.
Kentsel - Kırsal Nüfus
1950 yılına kadar Bilecik ilinde şehirde yaşayan nüfusun payı yaklaşık %15 ile sabit bir düzeye sahipti. 1950 yılından sonra, ülke genelinde olduğu gibi, kırdan kente göç sonucu bu pay sürekli artmıştır.
1950 yılında Bilecik ilinde şehir nüfusu ile köy nüfusu yaklaşık eşit büyüklüğe ulaşmıştır. 1990 yılından sonra nüfusun çoğunluğunun şehirlerde yaşadığı bir dönem başlamıştır. 2000 yılında şehir nüfusunun payı %64'e yükselmiştir.
Nüfusun Eğitim Durumu
Bilecik ilinde okuma ve yazma bilen nüfusun oranı ülke genelinde olduğu gibi her iki cinsiyet için de sürekli artış göstermektedir. 1935 yılında erkeklerin % 35.5'i kadınların % 13'ü okuma yazma bilirken, bu oran 2000 yılında erkeklerde % 95.8'e kadınlarda % 86.'ya yükselmiştir. Kadın nüfusunun okuryazarlık oranı erkek nüfusunkinden daha hızlı artmıştır.
14 ve daha yukarı yaştaki nüfus dikkate alındığında, Bilecik ilinde en az ilköğretim mezunu olanların oranı 1975-2000 döneminde her iki cinsiyet için de sürekli artış göstermiştir. En az ilköğretim mezunu olanların oranı 1975 yılında erkeklerde %12.1, kadınlarda ise %4 iken, 2000 yılında erkeklerde % 44.8'e, kadınlarda ise % 23.3'e yükselmiştir. 1990-2000 döneminde en az ilköğretim mezunu olanların oranı, önceki dönemlerdekinden daha fazla artış göstermiştir.
1975-2000 döneminde 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun içinde ilkokul, ortaokul ve ortaokul dengi, lise ve Lise dengi ve üniversite mezunlarının payı her iki cinsiyette de sürekli artış göstermektedir. 1975 yılında 25 ve daha yukarı yaştaki erkeklerin % 47.9'u kadınların % 31.8'i ilkokul mezunu iken, 2000 yılında erkeklerin % 56.3'ü kadınların ise % 62.7' si ilkokul mezunudur.
Ortaokul ve orta okul sonrası eğitim düzeylerinde kadın ve erkeğin eğitim düzeyleri arasında önemli bir fark vardır. 2000 yılında ortaokul veya lise mezunu olan erkeklerin oranı kadınların oranının yaklaşık üç katıdır. Cinsiyetler arası eğitim düzeyi farkı yükseköğretim mezunları için de geçerlidir.
1975-2000 döneminde, ilkokuldan sonraki eğitim düzeylerini bitiren nüfus oranında çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. 1975 yılında eğitim çağını tamamlayan erkeklerin yaklaşık % 8'i ilkokuldan sonraki eğitim düzeylerinden birini tamamlarken, 2000 yılında erkeklerin yaklaşık % 35'i ilkokuldan sonraki eğitim düzeylerinden birini tamamlamıştır. Kadınlarda da benzer bir gelişme yaşanmıştır. 1975 yılında kadınların yaklaşık % 2' si 2000 yılında ise % 13 'ü ilkokuldan sonraki eğitim düzeylerinden birini tamamlamıştır.
Bilecik ili genelinde okur-yazarlık oranı % 91.55'tir. Cinsiyetler arasında önemli bir fark gözlenmemektedir. Bu oran erkek nüfus için yüzde 95.84 iken, kadın nüfus için yüzde 86.84'tür.
Bilecik İlinde Okuryazarlık Oranı (2000)
İl ve İlçeler
|
Okuryazarlık Oranı (%)
|
Toplam
|
Erkek
|
Kadın
|
|
İl Toplamı
|
91.55
|
95.84
|
86.84
|
İl Merkezi
|
95.49
|
97.24
|
92.82
|
İlçe Merkezleri Toplamı
|
93.10
|
96.68
|
89.27
|
Bozüyük İlçe Merkezi
|
93.47
|
96.76
|
90.01
|
Gölpazarı İlçe Merkezi
|
89.63
|
94.88
|
84.66
|
İnhisar İlçe Merkezi
|
94.44
|
96.80
|
91.97
|
Osmaneli İlçe Merkezi
|
93.65
|
96.75
|
90.39
|
Pazaryeri İlçe Merkezi
|
90.64
|
96.11
|
85.25
|
Söğüt İlçe Merkezi
|
94.22
|
97.36
|
89.93
|
Yenipazar İlçe Merkezi
|
93.35
|
97.28
|
89.14
|
Bucak ve Köyler
|
87.68
|
93.91
|
81.53
|
Bilecik İli Nüfusunun Eğitim Durumu (2000)
Nüfusun Eğitim Durumu (6+ yaş)
|
Öğrenim Türü
|
Nüfus
|
Oranı (%)
|
Bir öğretim kurumundan mezun olmayanlar
|
30.019
|
18.47
|
İlköğretim kurumlarından mezun olanlar
|
99.516
|
61.22
|
Ortaöğretim kurumlarından mezun olanlar
|
25.296
|
15.56
|
Yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar
|
6.929
|
4.26
|
Yaş Grubu ve Cinsiyet
Cumhuriyetin ilk yıllarında, yaşanan savaşların etkisi ile Türkiye genelinde olduğu gibi Bilecik ilinde de erkek nüfus kadın nüfustan daha azdı. Bilecik ilinde 1927 yılında her 100 kadına karşılık 88 erkek bulunmaktaydı. Erkek nüfustaki artış özellikle 1945 yılından başlayarak 1975 yılına kadar devam etmiş ve bu yılda erkek ve kadın nüfus eşit büyüklüğe ulaşmıştır. 1975 yılından sonra erkek nüfusun kadın nüfustan daha fazla olduğu bir dönem başlamıştır. 2000 yılında her 100 kadına karşılık 110 erkek bulunmaktadır.
Nüfusun İstihdam Durumu
Bilecik ilinde istihdam edilenlerin sayısında, sürekli bir artış görülmektedir.1980-2000 döneminde istihdam edilen nüfusun yıllık artış hızı binde 6'dır.İstihdamda görülen artış hızı cinsiyete göre değişmektedir.İstihdam edilen erkek nüfus sürekli bir artış eğiliminde iken, kadın nüfusun istihdamında yıllar itibariyle artış ve azalışlar görülmektedir.1980-2000 döneminde istihdam edilen erkek nüfus yıllık binde 12 hızla artmış iken, istihdam edilen kadın nüfus ise binde 3 azalmıştır.1980-2000 döneminde istihdam edilenlerin sektörel dağılımı cinsiyete göre farklılık göstermektedir.Her iki cinsiyette de tarım sektörünün payında önemli bir azalma görülse de, bu azalma erkeklerde çok daha fazladır.İstihdam edilenlerin yaptığı iş incelendiğinde tarımsal iş yapanların sayısında, özellikle erkeklerde önemli bir azalma görülmektedir. 1980 yılında tarımsal iş yapanların oranı %67 iken, 2000 yılında bu oran %47'ye düşmüştür.Buna karşılık özellikle tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanların sayısında önemli artışlar olmuştur.
Bilecik ilinde 1980-2000 döneminde istihdam edilenlerin işteki durumlarında önemli değişiklikler olmuştur. Ücretli, maaşlı veya yevmiyeli olarak çalışanların sayısı sürekli artarken, ücretsiz aile işçilerinin sayısı sürekli azalmıştır.İşveren olarak çalışanların sayısı az olmakla birlikte, bu dönemdeki artış önemli düzeydedir.Buna karşılık, kendi hesabına çalışanların sayısında bir azalma görülmektedir.Bu durum her iki cinsiyette de görülmesine karşın, ücretli çalışan kadınların oranındaki artış, erkeklere göre çok daha fazladır. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların büyük çoğunluğu tarım sektöründe çalışmakta olup, bunların büyük kısmı kadın nüfustur. 1980-2000 döneminde ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların sayısı %30 azalırken, bunun %61'ini kadın nüfus oluşturmaktadır.
Bilecik İlinde işgücüne dahil olmayan nüfus, toplam nüfus artışına ve istihdamdaki azalmaya bağlı olarak sürekli artmaktadır.1980-2000 döneminde işgücüne dahil olmayan nüfusun yıllık artış hızı binde 34'tür. Bu yıllık artış hızı erkeklerde binde 43, kadınlarda binde 30'dur. 2000 yılında işgücüne dahil olmayan nüfusun yaklaşık %67'sini kadın nüfus oluşturmaktadır.1980-2000 yılları arasında ev kadınlarının işgücüne dahil olmayan kadın nüfus içindeki oranı azalmasına karşın, bu oran hala çok yüksektir.1980-2000 döneminde işgücüne dahil olmayan emeklilerin ve öğrencilerin sayısında %100'ün üzerinde bir artış olmuştur.
Bilecik İlinde 12 ve daha yukarı yaştaki nüfus içinde işgücüne katılma oranı %56 olup, cinsiyete göre önemli farklılıklar göstermektedir.İşgücüne katılma oranı erkek nüfus için %73, kadın nüfus için %39'dur.Erkek nüfusun işgücüne katılma oranı köyde %84 iken, il merkezinde %72, ilçe merkezlerinde %64 ile en düşük düzeydedir. Söğüt ilçe merkezinde işgücüne katılım oranı %74 ile en yüksek, Pazaryeri ve Gölpazarı ilçe merkezlerinde yaklaşık %53 ile en düşük düzeydedir. İşgücüne katılma oranı kadın nüfus için yerleşim yerine göre çok büyük farklılık göstermektedir.Köydeki her 100 kadından 74'ü işgücünde iken, bu oran il merkezinde 21, ilçe merkezlerinde ise 14'tür.Nüfusun yaş ve cinsiyet yapısı, işgücüne katılma düzeyini etkileyen faktörlerden biridir.Kadın ve erkek nüfusun işgücüne katılma, yaşlara göre farklı düzeyde gerçekleşmektedir.Erkek nüfus, genç yaşlarda düşük düzeylerde işgücüne katılmakta, "20-45" yaşları arasında en üst düzeyde işgücündeki yerini korumakta ve daha sonra yaş ilerledikçe işgücünden ayrılmaktadır. Yerleşim yerlerine göre erkek nüfusun işgücüne katılımı 45 yaşına kadar önemli farklılık göstermemektedir. Ancak 45 yaşından sonra il merkezinde ve ilçe merkezlerinde erkek nüfusun iş gücüne katılma oranları birbirine oldukça yakın değerlerde iken, köydeki erkek nüfus, 65 yaşına kadar genç yaşlardaki gibi yüksek düzeydeki işgücüne katılımını korumaktadır. Kadın nüfusun yaşa göre işgücüne katılma oranı, hem şehirde hem de köyde erkek nüfustan düşük düzeydedir.Kadın nüfus, yerleşim yerlerine göre de farklı işgücüne katılım yapısı göstermektedir. İlçe merkezlerindeki kadın nüfusun işgücüne katılma oranı, il merkezindeki kadın nüfusun işgücüne katılma oranından tüm yaşlarda daha düşüktür. Köydeki kadın nüfus, şehirdeki kadın nüfustan oldukça yüksek oranda işgücüne katılmaktadır.
İstihdam edilen nüfusun, işgücü nüfusu içindeki oranı hem erkek hem de kadın nüfus için yaklaşık %95'tir. İstihdam edilen nüfusun ekonomik faaliyete göre yapısı, yerleşim yerine ve cinsiyete göre değişmektedir. İstihdamdaki erkek nüfusun %32'si tarım sektöründe olup, bu oran köyde %72'lere yükselmektedir. Hizmet sektörü şehirde özellikle il merkezinde en fazla paya sahiptir.
İstihdam edilen kadın nüfusun ekonomik faaliyete göre dağılımı erkek nüfustan farklı bir yapı göstermektedir. İstihdamdaki kadın nüfusun yaklaşık %78'i tarım sektöründedir. Köydeki kadın nüfusun hemen hemen tamamı tarımda çalışmaktadır. Şehirdeki kadın nüfusun çoğunluğu hizmet sektöründe çalışmakta olup, bu oran il merkezinde ilçe merkezlerinden daha yüksektir. Şehirde kadın nüfusun yoğunluğu olarak istihdam edildiği ikinci sektör sanayi sektörüdür.
İstihdam edilen nüfusun yaklaşık yarısı ücretli olarak çalışmaktadır. Bu oran erkek nüfus için yaklaşık %60 iken, kadın nüfus için %22'dir.Kadın nüfusun yaklaşık %70'i, erkek nüfusun %10'u ücretsiz aile işçisidir. Kendi hesabına çalışan kadın nüfus oranı %8 ile oldukça düşük iken, çalışan erkek nüfusun yaklaşık %28'i kendi hesabına çalışmaktadır.
Sayımdan önceki bir hafta içinde çalışmayan ve bir işle de bağlantısı olmayanlardan, iş arayan ve son üç ayda iş aramak için bir girişimde bulunanların, toplam işgücü nüfusu içindeki oranı, bir başka değişle işsizlik oranı %4.7'dir. Bu oran erkek nüfusta %4.4 iken, kadın nüfusta %5.3'tür.İşsizlik oranı ilçe merkezlerinde, il merkezine göre daha yüksektir. İlçe merkezlerinde %8.8 olan işsizlik oranı, il merkezinde %6'dır. Köylerde ise %1.8'dir. İşsiz nüfusun büyük çoğunluğunu genç nüfus oluşturmaktadır. İşsiz nüfusun %65'i 30 yaşından küçüktür.
Coğrafi Konum
Bilecik Marmara Bölgesinin güneydoğusunda Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Ege Bölgelerinin kesim noktaları üzerindedir. 39° ve 40° 31' kuzey enlemleri ile 29° 43 ve 30° 41' doğu boylamları arasında bulunmaktadır. Doğudan Bolu ve Eskişehir güneyden Kütahya, batıdan Bursa, kuzeyden Sakarya illeri ile çevrilidir.
Bilecik 4321 km²'lik alanı ile Türkiye'nin küçük illerinden biridir. Alan sıralaması bakımından 65. sırada yer almaktadır. Merkez ilçenin yüzölçümü 844 km²'dir.
Yeryüzü Şekilleri
Bilecik ili toprakları tepelik alanlar, dik ve derin vadilerle yarılmış aşınım düzlükleridir. Kuzey Anadolu kenar dağları, yani, Karadeniz dağlarının başlangıç merkezi, İç Anadolu platolarının başlangıç yeri, Marmara Bölgesinin ise kıyı ve akarsu çanak tabak ovalarının sona erdiği alanlarının tamamı ilin sınırları içerisindedir.
Kuzey Anadolu dağlarının denizden içeriye doğru ikinci serisi olan Köroğlu Dağları ilin topraklarında başladığından arazinin batıdan doğuya doğru birden yükselmesine neden olur. Bu yükselti güneye doğru inildikçe dalgalı bir görünüm alır. Bozüyük Ovası ve Sakarya ırmağı ile kuzey-güney yönünde iki bölüme ayırır. Dağlar bu ırmağın her iki yakasında devam eder.
Bilecik ilinin deniz seviyesinden yüksekliği 500 metredir. Güneydoğuya Karasu vadisine gidildikçe yükseklik azalmaktadır. Nitekim bu vadide kurulu İstasyon Mahallesinin denizden yüksekliği 200 metreye kadar iner.
Dağlar il topraklarının % 32'sine yakın bir bölümünü kaplar. Bu yükseltiler daha çok tepe görünümündedir. İlin en yüksek noktası Bozüyük ilçesinin batı ve güneybatısında yer alan yükseltiler üzerindeki Kala Dağı'dır (1906 m).
Diğer önemli yükseltiler Yirce Dağı (1790 ), Metristepe (1300 m), Göldağı (1284 m), Kızılcaviran (1250 m), Osmaniye (1210 m), Ahi Dağı (1100 m), Dokuz Öküz Tepesi (1150 m), Ballıkaya (1050 m), Kızıltepe (990 m), Avdan Dağları (926 m), Paşa Dağları (922 m), Kurudağ'dır(805 m).
Genellikle Sakarya Irmağı boyunca uzanan çok geniş olmayan düzlükler şeklinde ovalar il topraklarının % 7'lik bir bölümünü kaplar. Ovalar akarsuların dar ve derin vadilerden akarken parçaladıkları arazilerden taşıdıkları verimli alüvyonları son bölgelerinde biriktirmelerinden oluşan ovalarıdır.
Bozüyük, Gölpazarı, Osmaneli ve Pazaryeri Ovaları başlıca düzlük alanlardır.
İlde yayla tanımı içerisine sokulabilecek düzlükler çok azdır. Bu tür yeryüzü şekilleri il topraklarının yalnızca % 0,5'ini oluşturmaktadır. İl topraklarının büyük bir bölümü (% 59,9) aşınım düzlükleri durumundadır. Tepelik alanlarda tümsekleşip tipik "V" biçimli vadilerle parçalanan bu düzlükler, il topraklarının engebeli bir görünüm almasına neden olmuştur.
İl topraklarındaki vadiler genellikle dik ve derin yarıklar biçimindedir. Bunların en önemlisi Sakarya Vadisidir. Göksu Vadisi, Göynük Vadisi ve Karasu Vadisi de önemli vadilerdir.
Akarsular
Sakarya Irmağı
Sakarya nehri Bilecik ilinin başlıca akarsuyudur. Bu ırmağa dökülen çay ve dereler ilin öteki su kaynaklarıdır.Sakarya, İnhisar ilçesi yakınlarında Bilecik topraklarına girer; kuzey-güney yönünde akarak ili doğu ve batı olmak üzere iki parçaya böler. Vezirhan'ın kuzeyinde Karasu Deresi, Osmaneli ilçesi yakınlarında da Göksu Çayını alarak kuzeye yönelir.
Taşıdığı su miktarı bakımından Türkiye'nin önemli akarsuları arasında yer alır. Irmağın toplam uzunluğu 824 km'dir. Yaklaşık onda birlik kısmı (80 km) Bilecik sınırları içinde akar. Ortalama debisi 100 m³/sn, ortalama derinliği 1,5 metre, en fazla derinliği ise 5 metre kadardır.
Karasu
Bozüyük'ten doğar. Bilecik merkez ilçe sınırları içine Karasu Boğazından girer. Bu noktadan 500 metre sonra Vezirhan'da Sakarya Irmağına kavuşur. Debisi düzensizdir. 0,9 m³/sn ile 72,6 m³/sn arasında değişmektedir. Ortalama debi 3,6 m³/sn'dir.
Göynük Çayı, Göksu Deresi, Sarısu Deresi ve Hamsu Deresi diğer küçük akarsulardır.
Jeolojik Yapı
Bitki Örtüsü
Yağış yönünden yeterli miktara sahip olan Bilecik ili, yüzölçümünün %47'sinin ormanlık alan olması nedeniyle de orman zenginliği bakımından Türkiye'nin şanslı yörelerinden biridir. İlin orman zenginliği av hayvanları bakımından da zenginleşmesini sağlamıştır. Bin metreye kadar yükseklerde orman örtüsü genellikle meşe, otsu bitkiler ve makilerden oluşmaktadır. 1500 metre sınırına kadar da karaçam, kayın, kızılçam, kestane türündeki yüksek boylu ağaçlar sıralanır. 1500 metreden daha yükseklerde ise köknar cinsinden ağaçlar vardır.
İklim
Bilecik ilinin geçit bölgesinde bulunması, su kaynakları ve farklılık gösteren topografyasına paralel olarak 3 farklı iklim tipi görülür. Genel olarak Merkez, Gölpazarı, Osmaneli ve Söğüt İlçelerinde Marmara Bölgesi; Bozüyük, Pazaryeri ve Yenipazar ilçelerinde ise İç Anadolu Bölgesi iklimleri geçerlidir. Ayrıca Gölpazarı, Osmaneli ve Söğüt ilçelerinin Sakarya Irmağı kıyı şeridinde mikro-klima iklim bölgeleri görülmektedir.
Bilecik İlinde yıllık yağış toplamı 450 kg/m² dolayındadır. Yağış en çok ocak ve mayıs aylarında düşmektedir. Bulutluluk durumu açısından 92 gün açık, 96 gün kapalı ve 177 gün bulutlu geçmektedir.
Diğer klimatik veriler şöyledir:
Yıllık sıcaklık ortalaması: 12,3 °C Karlı gün sayısı : 25
En soğuk ay: Ocak (2,5 °C) Donlu gün sayısı : 55
En sıcak ay: Temmuz (21,7 °C) Sisli gün sayısı : 14
Yıllık ortalama nispi nem: % 66 Kırağılı gün sayısı: 25
İl merkezini kapsayan klimatolojik veriler, ilçelerde farklılık göstermektedir.
İl düzeyinde tespit edilen en yüksek sıcaklık 1945 Ağustosunda 40.6 ºC, en düşük sıcaklık ise 1950 Ocak ayında -16 ºC olarak bulunmuştur.
Bilecik'te batı ve kuzeybatı rüzgârları etkindir. Ortalama rüzgâr hızı 3,4 m/sn'dir. Yıl içinde rüzgârlar 135 gün kuvvetli rüzgâr ve 17 gün de fırtına şeklinde esmektedir.